2 Ağustos 2009 Pazar

Sir Bobby Robson

Newcastle United'da görev yaptığı son 3 senede takımı 4., 3., ve 5. sıralara taşımıştı. Kendisinin görevi bıraktığı sezondan beri iflah olmayan Newcastle'ın bu sene küme düşmesiyle beraber kendisinin de cennette futbol ilahlarının yanında yerini alacak olması çok üzücü. Kanat futbolunu kıta Avrupası'na İngiliz tadıyla öğretmişti. Futbolseverlerin kalbinde hep 'büyük adam' olarak kalacak. Bıraktığı miraslar sebebiyle huzur içinde olmaması için bir sebep yok.. Teknik direktörlük kariyerine bakalım.. 35 yaşında Fulham'da göreve başlıyor.. İlk deneyiminde ligin yeni ekibi Fulham sezonu 6. sırada bitiriyor.. Biraz daha kıdemli olan Ipswich Town'a geçiyor.. 1969'da göreve başlayıp 1982'ye kadar kulübün başında kalıyor.. Sonuç: 1 UEFA kupası, 1 FA Cup..
1982-1990 arasında İngiltere'yi çalıştırıyor.. Dişe dokunur bir başarısı olmamasına rağmen ülkecek çok seviyorlar Bobby'yi.. Ada'ya kattıklarından dolayı kraliçenin emriyle şovalye ilan ediliyor.. 'Sir' ünvanını alıyor. Sonra kariyerinde 2 dönem çalıştırdığı tek takım olan PSV Eindhoven'a geçiyor.. 1991, 1992 üst üste 2 kere Hollanda lig şampiyonluğu.. Sonra Porto serüveni.. 1995, 1996. İki kere de şarap şehrinde şampiyonluk turu atıyor.. Barcelona'nın başına geliyor. PSV'ye getirdiği Ronaldo'yu bu sefer de Katalunya'ya sokuyor. Sonuç: 1 Lig şampiyonluğu, 1 İspanya Kral kupası, 1 Şampiyonlar Ligi kupası.. Ardından PSV'ye geri dönüş yapıyor. Efsane Ajax kadrosuna denk geliyor ve şampiyonluk elden gidiyor. Memleket yolu gözüküyor. Belki de taraftar kitlesi olarak en çok sevileceği yer olan Newcastle United'a geçiyor. Mali krizdeki kulüpten müthiş bir takım yaratıyor.. Şu anda ise muhtemelen futbol cennetinde George Best'le çayını yudumluyordur..

"People want success. It's like coffee, they want instant"
Bobby Robson 1977

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder