28 Temmuz 2010 Çarşamba

İlla bir cinslik yapacaklar...




Geçen sezon formaları beğenmediğimi şurada yazmıştım. Bu sezon da olmamış. Parçalı forma bildiğimiz parçalı forma. Her zamanki gibi güzel. Her zamanki gibi şık. Şu ikinci ve üçüncü formaya yine bir anlam veremedim. Ortadakinin adı Arslan Forma. Üretilen formalara hikayeler yazmak, taraftara pazarlarken onlar için anlamlar üretmek hoş ama bana göre basit bir ticari çalışma gibi duruyor. Tahtakale'de turistlere kakalanan sahte formalar gibi geldi. O ortadaki aslan kabartmasıyla birlikte şu formayı Gana Milli takımına versen deplasmanda üzerinden çıkartmaz. İlk gördüğümde Türk Telekom'la birlikte Gülhane Hayvanat Bahçesi de Galatasaray'a sponsor oldu sandım. Üçüncü formanın adı "2289 Mercan". Resmi sitede, "mercan formamızın kod adı 2289'dur" gibi bir ibare yer alıyor. Bir forma neden kod adına ihtiyaç duysun onu anlamadım ben. Galatasaray Store kod adı diye formanın barkodunu mu acaba bizimle paylaşıyor?! Gizli ajan gibi kod adıyla forma çağırmaya ne gerek var çözemedim. Geçen sezon mor forma için söylediklerim bu mercan ya da pembe ya da somon, hangisini beğeniyorsanız bu forma için de geçerli. Olmamış. Olması mümkün değil...

27 Temmuz 2010 Salı

Hoşgeldin Guti

Başlık "Hoşgeldin Issiar Dia" olsaydı, bir şeyler karalardım postta. Başlık "Hoşgeldin Ali Lukunku" ya da "Hoşgeldin Junichi Inamoto" olsaydı sayfalarca yazabilirdim. Bu adamın altına ne yazsak, ne kadar uzatsak boş. Akşam 19.00'da bir Galatasaraylı olarak değil, bir futbolsever olarak ben de İnönü stadyumunda Guti'ye "Hoşgeldin" diyeceğim. Böyle adamlar bu ülkeden fazla geçmiyor. Hazır gelmişken değerlerini bilmek lazım... Sonra çok özlüyoruz çünkü...

İsminize kurban olam..

Artık FM'de "Bakırcıoğlu" ibaresi bulunmuyor.

Yurt dışında doğup, büyüyen ve bulunduğu ülkede futbol yaşantısı sürdüren Türk asıllı futbolcular nedense hep ilgimi çekmiştir. Bunun muhtemel sebebi kuşkusuz iflah olmaz bir CM/FM bağımlısı olmamdır. Menajerlik oyunlarını takip edenler zaten genel olarak hastasıdır bu adamların. Ekonomik durumu iyi olmayan bir Türk takımı seçildiği anda, ilk yapılan kuşkusuz yurt dışındaki Türk futbolcuların peşine scout'ları yollamaktır. Bu futbolcular arasında bazıları ise sadece isimleriyle sizi kendilerine hayran bırakırlar.

Jem Paul Karacan vs. Steven Gerrard

İsminin yarısı Türkçe, yarısı yabancı dilde olan futbolcuların karşı konulamaz bir cazibesi vardır. Hangimiz bugüne kadar Kennedy Bakırcıoğlu'nu balance'ı 7 olduğu için almamazlık yaptık ki? Ya da hangimiz Jem Paul Karacan'ın finishing'i 6 diye onu kadromuzda düşünmedik ki? Biz bu adamların sadece isimlerine aşık olduk. Kadromuzda yabancı kontenjanına takılmayan, maliyeti makul ve yabancı dil bilen bir Türk'ün sadece yer alması bile takımımıza her zaman apayrı bir tat katmıştır.

M. Scholl nüfus cüzdanında kültür şoku yaşayan en ünlü futbolcu.

Bu futbolculardan arasında dünya çapında en ünlü olmayı başarabilen Mehmet Scholl olmuştur. Önümüzdeki sezon La Liga'da Racing Santander forması giyecek olan Kennedy Bakırcıoğlu'nun da hiçbir zaman tam olarak kapasitesini yansıtamadığı konuşulur. Colin Kazım Richards'dan sonra önümüzdeki sezon bu doğuştan karizmatik topçulardan biri daha ligimizde olacak: Billy Mehmet.

"Billy Big" artık Ankara'da...

Tam adı Billy Osman Mehmet olan bu arkadaşımızı elbette FM fanları yakından tanıyor. Londra'da doğup genç yaşta West Ham United'ın altyapısına seçilen "Billy Memo" daha sonradan İskoçya Ligi'nde Dunfermline United ile St. Mirren formalarını başarıyla terletti ve bu sezon ülkemizde Gençlerbirliği formasıyla karşımıza çıkacak. Kendisi inşallah ligimize çabuk adapte olup Ankara'da başarılı sezonlar geçirir. Bu tip futbolcuların başarılı olması her zaman hoşuma gitmiştir. Mesela Muzzy İzzet'in milli takımda oynadığı dönemi düşününce hala içimde bir mutluluk olur. Tabi isim konusunda böyle takıntılı bir adam olunca, zamanında en çok Leon Osman'ın Türk olabilme ihtimalini sevmiştim :)

Bu adamın Türk olmadığını öğrendiğim gün gözlerim dolmuştu.

23 Temmuz 2010 Cuma

Iniesta plaja indi..

2008'de ülkenin kazandığı Avrupa Şampiyonluğu'nda başroldesin. Bir sonraki sezon takımınla 6 kupa birden kazanıp rekor kırmışsın. Sonraki sezon yine gelen lig şampiyonluğu var. Ve son olarak Dünya Kupası'nı ülkene getiren golü atmışsın. Bu karizma kolay kolay yıkılmaz. Adam g-string'le denize girse kimse sesini çıkarmaz. Yine de soruyorum, "Hocam sen ne yaptın ya?"

18 Temmuz 2010 Pazar

Forma da yakışmış..


Malum transfer mevsimindeyiz. Spor gazeteleri yine azıtmış durumda. Ronaldinho'lar, Robinho'lar, Müller'ler havada uçuşuyor. Maziye dönelim istedim. Türkiye'deki yabancı futbolcu hayranlığıyla birlikte photoshop'un da ilk yılları. Sabah gazetesi manşette Rijkaard'ı Galatasaray'lı yapıyor. Fotoğraf altında da üstün teknoloji sayesinde formanın Rijkaard'a nasıl giydirildiği anlatılmış. Adamlar aslında fazla da atmamışlar; 20 sene gecikmeli de olsa Rijkaard hakikaten Galatasaray'a geldi! Belli mi olur belki de 20 sene sonra Robinho, Beşiktaş'a hoca olur...

8 Temmuz 2010 Perşembe