23 Mayıs 2011 Pazartesi

Johan Cruyff röportajı


Haftasonu Şampiyonlar Ligi finali var. Wembley'de bu finali bir kez oyuncu olarak (1971), bir kez de teknik direktör olarak (1992) daha önceden yaşamış ve kazanmış bir adam var: Johan Cruyff. Kendisi modern Barcelona'nın 1988'den beri kazandığı 3 Şampiyonlar Ligi, 11 tane de lig şampiyonluğunda ortaya konan total futbolun kuşkusuz fikir babası konumunda. Cruyff dün (22 Mayıs 2011) Londra'ya gitmeden önce Mallorca'da Marca gazetesine güzel bir röportaj vermiş. Oscar Campillo ve Luis Rojo imzalı röportajda La Masia'dan Jose Mourinho'ya, Shakira'dan Alex Ferguson'a, Frank Rijkaard'dan Ryan Giggs'e kadar çeşitli konulardan konuşulmuş. Bana da çevirmek düştü.

Wembley'de final oynayacak Barcelona'nın temelinde ne yatıyor?

Şu anki takım kulübün düşünce yapısını değiştirdi. Temelde, kendi oyununu oyna ve kendini düşün, sakın rakip takım hakkında endişe duyma düşüncesi vardı. Bu takım kupaların sadece başarıyı ölçmek için olduğunu ve prestijleri için güzel futbol oynamaları gerektiğini bilen adamlardan oluşuyor.

Sizce İspanyol Milli Takımı da "Dream Team'den" etkilenerek mi böyle oynamaya başladı?

Tabii ki. Sadece şimdi değil daha önce de İspanya'nın o takımdan etkilenerek oynamaya çalıştığı yıllar oldu. Ancak teknik direktöre sorsanız kendi sistemi vardır. İşin içine sizi katmak istemez. Bu kasıtlı bir şey değil. Anlayabiliyorum. Her teknik direktör çalıştırdığı yerde lider olmak ister.

Frank Rijkaard ve Pep Guardiola işlerinin başına geçmeden önce onlara birer müfredat verdiniz. Neden?

Tecrübe. Ben onlarla sadece tecrübelerimi paylaştım. İnsanlar tecrübe hakkında çok konuşurlar ancak genelde pek bir fikirleri yoktur. Bu iki futbol adamı da futbol oynatma kalitesi, zeka ve önemli bir karar verme anında sergiledikleri güçlü karakterleriyle beni çok etkilediler. Mesela her ikisi de genç oyuncularla çalışmayı oldukça basitleştirdiler. Basit olan işte bu. Baskı mı? Her ikisi de hayatları boyunca baskıyla yaşadılar ve alışkınlar.

La Masia'da çocuklara hangi değerler aktarılır?

Öncelikle orada kazanmayı öğretiyoruz. Tabi ki kişisel eğitimlerini de orada tamamlıyorlar. Öncelikli olarak bunun bir oyun olduğunu ve zevk alarak yapmaları gerektiğini bilmeleri lazım. Rakibe saygı duymaları da şart.

Frank Rijkaard'ın biraz unutulmuş gibi olmasının adilce olmadığına inanıyor musunuz?

En az hayat kadar bu durum da hiç mi hiç adil değil. Çabucak unutmak günümüzün en büyük sorunlarından. En önemli değerlerden birisi, fantastik işler başarmış insanlara saygı duymaktır. Denizaşırı ülkelerde herkes Frank'ın neler yaptığını biliyor. Bazen evinizde, diziniz dibinde yaşayanlar neler gerçekleştirdiğinizi göremeyebiliyor.

Bütün bu elde ettiğiniz başarıların kaynağı nasıl oluştu?

Barcelona'ya ilk geldiğimde pek de iyi bir takım yoktu ve Real Madrid'in muhteşem bir kadrosu vardı. Real'de La Quinta del Buitra (Akbaba Beşlisi) döneminin etkisi hala hissediliyordu. Bu ülkede her zaman rakibin şanslı olduğundan ya da hakemlerin onların tarafında olduğundan dem vurarak prim yapabilirsiniz. Ben bu mantığı değiştirmek istedim. "Kazan, ve en iyi ol" mantığını aşıladım. Yaptığımız şey sadece buydu. Benim düşüncem: Diğerlerinden önce kendine bak. İşte böyle yükseldik.

Real Madrid ve Barcelona arasında bu bakımdan bir rol değişimi olacak mı?

Ben bu işe Dream Team'le adım attım. Real Madrid, Barcelona'ya özenerek bu sistemi kopyala-yapıştır yaparsa sonu hüsran olur. Kendi sisteminizi oluştururken öncelikle kendi gelişiminize ayak uyduracak doğru parçaları bulmanız gerekir. Yatırım doğru adamlara yapılmalı. Sonuç olarak ligde iki defa ezeli rakibine kaybettin ve bahane bulmak bence çok saçma.

Barcelona'nın onursal başkanı mertebesinde olmak zor muydu?

İlk geldiğimde daha da zordu. Aslında o zamanlar epey üzgündüm. Başkan benim bu mertebeye geleceğimi bir seçim propagandası olarak kullanmıştı ve benim bundan haberim yoktu. Ancak daha sonradan fikir hoşuma gitti. Emekliliğinizde hala insanların size büyük saygı duyuyor olması çok güzel. Tabi sorumluluklarınız da oluyor fakat aldığım en kolay kararlardan biriydi.

Başkan Rosell'le olan ilişkiniz tanınamaz bir hale geldi...

Onunla artık hiçbir şey hakkında konuşmuyorum. Onun kendi fikirleri var, benim kendi fikirlerim. Onunla bir toplantı yaptım ve az önce bahsettiğimiz onursal başkanlık görevinden ayrıldığımı söyledim. Bir nevi rozetimi masaya bıraktım. Bunun ardından bir kere bile benimle konuşmamış olması onun düşünce yapısını anlamama yetti. Sadece kendisine çalışan birisi. Ben de şimdi egzersiz yapıyorum. Onunla hiçbir fikrimi paylaşmıyorum. Formayı bugün getirdikleri hal korkunç. Unicef'le yaptıkları anlaşma da tam bir saçmalık. Önüne onların adını yazdırmadan da onlara para verebilirsin. İki, üç sene sonra alacakları reklamların ve forma boyama aşamasının öz hazırlığını yapıyorlar. Baktım benim fikrime saygı duymuyorlar, ben de orada bulunmak istemedim.

Önümüzdeki birkaç sene boyunca Barça şu anda oynadığı futbol düzeyini koruyabilecek mi?

Bu biraz durumu nasıl idare edecekleriyle alakalı. Şurası bir gerçek ki her gün bir Messi doğmuyor. Ancak gençler üzerinde yoğunlaşıp, doğru eğitim verildiğinde ortaya çıkan sonuçlar da ortada. Detaylar ve ufak ayrıntılar hayatın ta kendisidir. Bu detayları idare etmeyi başarabilirlerse başarı da kalıcı olur. Saha dışındaki işleri kontrol edebilme beceriniz belli bir süre sonra saha içine de yansır.

Hangi detaylar?

Mesela bir kişiye diğerinden daha fazla ödeme yapmak. Ya da saha kenarında olan futbolcularınızın da yüzde yüz hazır olması gibi. Bunu etkileyebilecek belki de milyonlarca detay var. Az önce saha dışındaki durumlardan da bahsettim. Her zaman güçlü ve alternatifiniz yokmuş gibi hazır olmalısınız. Ve, Guardiola bu işi çok iyi beceriyor. Bütün kontrol onun elinde. İşin yarısı teknik direktöre bağlı olsa da diğer yarısı tamamen psikolojik yaşanan bir oyun. Her zaman sizi destekleyecek insanların olması da önemli. Bu her zaman olmuyor.

Pep teknik direktörlüğünde her zaman kazanan olabilecek mi?

Teknik direktör olarak asla bilemeyiz ama ben onun zekasını gördüm. Kazandığınız zaman teknik direktörlük dünyanın en zevkli işidir ama özünde oldukça pis bir meslek. Sorunların içinde olmamak, kriz anında doğru kararı verebilmek ve iki bin tane düşman edinmemiş olmak karakterinizin bir parçası olmalı. Bütün bunlar bu işin parçası. Aynı zamanda karakteriniz de böyle işliyorsa başarılı olursunuz. Pep'de bu var mı? Evet.

Doğru kararlar derken Eto'o ve Ibrahimovic'de aldığı kararları mı kastediyorsunuz?

Ibra hakkında verilen karar bence yanlıştı. Tek kelimeyle muhteşem bir futbolcu. Katıldığı son dokuz turnuvaya bakın ve de başarı oranına. Bu tip kazanma alışkanlığı olan oyuncularla her zaman barışık olmalısınız. Hatalarını görmezden gelebilirsiniz. Bu doğru kararları verirken, on karardan sekizini bilirseniz bu iyi bir ortalamadır.

Pique ve Shakira'nın ilişkisi bir dikkat dağınıklığı yaratıyor olabilir mi?

Daha önce David Beckham'ın eşiyle arasında yaşadığı problemden doğan bir performans düşüklüğü vardı. Bunlar tabii ki olabilir ancak bence direkt olarak fazla etkilemez. Pique'nin dikkatli olması gerekiyor.

Mourinho'yu teknik direktör olarak beğeniyor musunuz?

Bir teknik direktörde bakılması gereken bir çok unsur vardır. Her teknik direktörün bazı yönlerini beğeniyorum, bazı yönlerini beğenmiyorum. Uzaktan bir futbol sever olarak bakınca ortaya koymaya çalıştığı oyundan zevk almıyorum. Elindeki malzemeyle daha iyisini yapabilir. Çoğu zaman da çocuklar için iyi bir örnek olmadığını söyleyebilirim.

Haftasonu final var, ne olur?

Manchester United ve Barcelona rahatça oynanan futbolun en iyi kurumları gibiler ve bu sayede son yıllarda pek çok başarıya imza attılar. İkisi de bu sene kendi liglerinde şampiyon oldular ve her ikisi de bu finali hak ettiler. Tabii ki Barça'nın kazanmasını istiyorum ve dürüst olmak gerekirse kadrosu United'dan daha üstün.

Barcelona'ya ne tavsiyede bulunursunuz?

Daha iki sezon önce kazandılar ve ne yapmaları gerektiğini biliyorlar. İlk on dakikada pozisyon vermemelerini tavsiye edebilirim ama bu da zaten onların bildiği bir şey.

Alex Ferguson'un 25 sene boyunca bu kadar üst düzeyde teknik direktörlük yapmasının sırrı ne?

Tam bir patron! Sırrını bilmiyorum ama kariyeri boyunca her zaman kulübünden ve etrafındaki kurumlardan büyük saygı gördü. Kulübünü her zaman en iyi şekilde yönetti ve yönlendirdi. Premier League'de bunu yapmak kolay değildir çünkü inanılmaz büyük bir kitleye karşı oynuyorsunuz ve temsil ettiğiniz değer çok büyük.

Ustaya saygı kuşağında Giggs'i sormadan edemeyeceğiz...

Giggs tam anlamıyla Xavi gibi. Çok sakin bir oyuncu ve ne zaman nasıl oynaması gerektiğini çok iyi biliyor. Hem saha içinde hem saha dışında kulübün değerlerini çok iyi savunuyor. Her kulübün sahip olmayı isteyeceği cinsten çok fantastik bir oyuncu.

Barcelona'yı bu maçta bir adım öne çıkaran ve farkı yaratacak olan adam Messi mi?

Messi bu maçta çok büyük önem taşıyor, fakat o gün hem Messi'nin takıma, hem de takımın Messi'ye nasıl ayak uyduracağı da çok önemli. Ben Barcelona'yı top rakipteyken seyretmeyi seviyorum. Bütün takım hareket halinde oluyor. Topu ayağına aldığında bana göre takımda en olağanüstü manzarayı Messi yaratıyor. Kendisini yeniden şarj etmesi için de sadece on saniye yetiyor. Onu izlemek için sabırsızlanıyorum.

Sergio Busquets'in bu sene yaptığı çıkış sizin için sürpriz oldu mu? Hem oyunu hem de karakteri bir futbol dahisini andırıyor.

Onun zaten babası bir dahi (Gülüyor). O da diğerlerini yetiştirdiğimiz mahalleden geliyor ve bu da sanırım onun dahi olması için yeterli bir sebep.

Cristiano Ronaldo, Barcelona'da oynasaydı daha mı kötü olurdu?

Messi'nin oynadığı bölgede oynayacaksa bana göre daha çok problem olurdu. Çünkü o bölgede top çok hızlı dönüyor ve pek fazla alan yok. Ronaldo kanat oyuncusu ve topla oynamayı seviyor.

İspanyolca bilenler röportajın çok ufak bir kısmına Marca'nın sitesinden göz atabilir.

16 yorum:

  1. Çeviri için teşekkürler.Ellerinize sağlık.

    YanıtlaSil
  2. Ahmet Ünal GÜREL24 Mayıs 2011 19:27

    Emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  3. Oyun anlayışından oyuncu seçimine, sponsorlardan forma dizaynına kadar her konuda fikri var. Komple bir yönetici. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  4. çeviri için teşekkürler, okurken büyük zevk aldım.

    YanıtlaSil
  5. cruyff budur.selam olsun...rossel hakkında söyledikleri önmli...ve barçayla bütünleştiğ de bir gerçek

    YanıtlaSil
  6. Harika iş çıkarmışsınız,tebrik ederim. Keyifle okudum.

    YanıtlaSil
  7. bu oyunun değerini bilen ve de veren adam.futbolun entelektüeli..ne pele ne maradona...güzel oyun güzel adam.

    YanıtlaSil
  8. Eline sağlık, teşekkürler.

    YanıtlaSil
  9. teşekkürler, eline sağlık...

    YanıtlaSil
  10. ELİNİZE SAĞLIK ÇOK GÜZELDİ...

    YanıtlaSil
  11. teşekküler, elinize saglık...

    YanıtlaSil
  12. formaya reklam hazırlığına değinmesi, oğluna neden Jordi adını verdiğinin güzel bir izahı...

    YanıtlaSil
  13. Teşekkürler. Takımlar Milletler İnsanlar Kurumlar Her zaman Bazı Değerleri olmalı. Zor Durumlarda Bu Değerleri hatırlarlarsa çıkışa aydınlığa daha kolay ulaşırlar. Yol Haritası gibi.

    YanıtlaSil
  14. zlatan kısmında muhtemelen campeonato demiştir, yani turnuvadan ziyade lig. Adam sürekli şampiyon oluyor hesabı. sevgiler.

    YanıtlaSil
  15. keyifle okudum, teşekkürler çeviri için..

    YanıtlaSil